“Haklı Şiddet Yoktur”
25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” olarak değerlendirilir.
Ancak kadına yönelik şiddetin hayatın diğer alanlarında yaşanan şiddetten bağımsız ele alınamayacağı ve çözülemeyeceği çoğu zaman gözden kaçmaktadır.
Şiddeti onaylayan, meşrulaştıran zihniyet değişmedikçe kadına yönelik şiddet bitmez. Çünkü şiddet nerede, nasıl, kim tarafından uygulanıyor olursa olsun beslendiği kaynak aynıdır.
Şiddetin bir bölümüne karşı mücadele edip diğer bir bölümüne onay vermek demek “şiddetten yana olmak” demektir.
Bu nedenle KAMER Vakfı 25 Kasım 2011’i “Haklı Şiddet Yoktur” sloganıyla programladı.
Eğer eşimize, arkadaşımıza, çocuğumuza, çevremize, bir gruba, azınlığa ayrımcı davranıyor ve şiddet uyguluyorsak, bize uygulanan her türlü ayrımcı davranışı ve şiddeti meşrulaştıran kültürü kabul ediyoruz demektir.
Tanık olduğumuz şiddete onay veriyor veya sessizce izliyorsak “şiddetten yanayız” demektir.
Bir kişinin, topluluğun, halkın doğuştan sahip olduğu hakları kullanmasını engellemek ve bu amaçla şiddet uygulamak da bu hakları şiddet içeren yollarla elde etmeye çalışmak da insanlık suçudur. “Göze göz, dişe diş” siyaseti ancak hepimizi kör etmeye yarar.
Oysa biz kadınlar biliyoruz ki şiddet şiddeti çözmez, ancak tırmandırır. Şiddetsiz bir geleceğin yolu ancak şiddetsizlikle örülebilir.
Evlerimizi, sokaklarımızı, siyasetimizi şiddetten arındırmanın yolu bize “haklı şiddet vardır, bazı şiddetler masumdur” diyen içimizdeki askerleri sorgulamaktan geçer. Bu sorgulamanın da en yakınlarımızla kurduğumuz ilişkiden başlaması gerektiğini biz kadınlar çok iyi biliyoruz.
Biz artık hayatı yaşanmaz kılan bir şiddet kültürünün mağdurları, uygulayıcıları, tanıkları olmak istemiyoruz. Kimsenin bizim adımıza “yasal” veya “yasadışı” zeminde şiddet uygulamasını istemiyoruz.
Biz yaşamak istiyoruz. Adil, eşit, ayrımsız, şiddetsiz bir dünyada yaşamak istiyoruz. Tükenen umutları, kaybolan hayalleri hep birlikte yeniden canlandırmak zorundayız. Bunun sorumluluğu en başta hükümet olmak üzere toplumun tüm kesimlerine, hepimize düşüyor.
Kadınların şiddetten kurtulmak için geliştirdikleri yöntemlerin yeni bir dünya hayal etmeyi mümkün kılacağına inanıyoruz. Bu toprakların bu yöntemlere her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Gelin bize katılın, şiddetsiz bir kültürü hep birlikte ilmek ilmek örelim.
Sözümüze söz, gücümüze güç katın.
Saygılarımla
KAMER Vakfı Adına
Nebahat Akkoç
Kadınlar Ne Yaşıyor?
KAMER Vakfı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, 23 ildeki merkezleri aracılığıyla
80.000 civarında haneyi ziyaret ederek, 58.575 kadınla yüz yüze görüşmüştür.
Bu görüşmeler sırasında kadınların;
% 6.2’sinin sadece dini nikâhlı oldukları,
%20’sinin 15 ve daha küçük yaşta evlendirildikleri,
%29’unun 16-17 yaşında evlendirildikleri
%68’inin görücü usulü,
%3’ünün istemedikleri biriyle zor kullanılarak,
%87’sinin akraba evliliği,
%4,3’ünün berdel evliliği yaptığı tespit edilmiştir.
Ziyaret edilen hanelerin %6,4’ünde birer engelli bulunduğu ve engellilerin %45’inin herhangi bir destek alamadıkları tespit edilmiştir.
Görüşülen 58.575 kadından %41,6’sı anadillerinin Türkçe, %46,7’si Kürtçe, %7.3’ü Zazaca, %4.3’ü Arapça olarak belirtmişlerdir.
Kadınların %32’sinin okur yazar olmadığı, %12,5’inin okula gitmeden okuma yazma öğrendiği, % 29,5’inin ilkokulu bitirdiği, Sadece %3’ünün bir yüksekokul veya üniversite mezunu olduğu tespit edilmiştir.
Kadınların %7’sinin bir taşınmaza sahip oldukları
%87,5’inin gelir getiren bir işinin olmadığı,
%6’sının hiçbir geliri olmadığı, %28’inin 500 YTL’den daha az bir gelire sahip oldukları,
%41’ininde 1000 YTL’den daha az bir gelir ile yaşamaya çalıştıkları tespit edilmiştir.
Kadınlardan sadece %29’unun mirastan pay alabildikleri, mirasın paylaşımında %48 oranında medeni kanundan %41,3 oranında da geleneksel yöntemlerden yararlandığı tespit edilmiştir.
Son bir yıl içinde KAMER Merkezlerine başvurup yaşadığı şiddetten veya olası bir namus cinayetinden kurtulmak isteyen kadınların sayısı 8.961 olmuştur.
Bu başvurulardan %93,6’sı aile içinde, %4,6’sı aile dışında şiddet yaşadıklarını bildirmiştir. %1,8’i ise olası bir namus cinayeti tehdidi ile karşılaştıkları için başvurmuştur.
Kadınların %49’unun fiziksel, %93,1’inin psikolojik, %91,2’sinin ekonomik, %78,5’inin sözel, %28,5’inin cinsel şiddet yaşadıklarını beyan etmişlerdir.
Kadınlardan %56,3’ünün 17 yaşından daha küçük bir yaşta ve %76,8’inin görücü usulü veya zorla evlendirildikleri, %47,4’ünün hiç okula gitmediği, %90,2’sinin herhangi bir gelirinin olmadığı tespit edilmiştir.
İki çalışmanın sonucunda da erken yaşta evlilik, eğitim olanaklarından yararlanamamak, yoksulluk ve mirastan pay alamamanın kadınların öncelikli sorunları arasında olduğu görülmüştür.